Jineplus
Bursa Riskli Gebelik Uzmanı »Bursa Riskli Gebelik Uzmanı Bursa da Riskli Gebelik Tedavisi için tercih edebileceğiniz Sağlık Bakanlığı Riskli Gebelikler Yönetim Rehberi Genelgesi (http://www.bhsm.gov.tr/haber.php?HaberID=978) Riskli gebelik takibinde neler yapılır? Annenin gebelik öncesi mevcut olan bazı hastalıkları hamilelik sürecini ve bebeği ciddi şekilde etkileyebildiği gibi, hamilelik de annenin mevcut hastalığının seyrini ve tedavisini etkilemektedir. Öncelikle bebek için plan yapıldığında yani gebe kalmadan önce, genel sağlık sorunlarının varlığı veya derecesi ilgili branş hekimince (dahiliye, kardiyoloji, nefroloji, v.b.) mutlaka belirlenmelidir. Anne adayının daha önce tekrarlayan düşükler yapmış olması, sebebi bilinsin ve ya bilinmesin mevcut gebeliği de riskli gebelikler sınıfına sokar. Önceki düşüklerin haftası, nasıl olduğu gibi detaylar ve kan testleri ile mevcut gebelik takibi yönlendirilir. Çok erken düşüklerde kromozom anormallikleri , gebeliğin 3 - 6 ayı arasındaki düşüklerde rahim boynu yetmezliği, daha ileri gebelik aylarında görülen doğum öncesi bebek (fetüs) ölümü durumlarında ise annenin veya bebeğin hastalıkları araştırılır. Tümörler açısından gebelik öncesi veya başlangıcında memede kitle olup olmadığı, yakın zamanda bir smear (rahim ağzından alınan sürüntü testi) yapılıp yapılmadığı konusu da unutulmamalıdır. Bebek gelişiminde anormallikler ve bebek hastalıklarının doğum öncesi teşhisi günümüzde oldukça ileri boyutlara ulaşmıştır. Bunun sonucu olarak da artık anne rahmi içindeki bebeğin tedavisi söz konusudur. Riskli gebelik takibini kimler yapar? “Yüksek riskli gebelik takibi” sırasında hastayı tek bir hekimin izlemesi yeterli değildir. Bu, farklı branşlardan hekimlerin ortak bilgi ve deneyimleriyle yürütülebilen bir izlem şeklidir. Ekipte kadın doğum uzmanı başta olmak üzere, dahiliye uzmanı, endokrinoloji uzmanı, diyetisyen, fizik tedavi ve göz doktoru da bulunur. Hamile kalmadan önce hastalığı olan kadınlar bebek sahibi olabilir mi? Anne adayının hamile kalmadan önce zaten mevcut olan yüksek tansiyon, diyabet, guatr, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı gibi bazı hastalıkları, hamilelik dönemi boyunca ağırlaşma eğilimine girer. Bu nedenle bebek için plan yapıldığında yani gebe kalmadan önce, genel sağlık sorunlarının varlığı veya derecesi ilgili branş hekimince (dahiliye, kardiyoloji, nefroloji, v.b.) mutlaka belirlenmelidir. Bu hiçbir zaman genel sağlık problemleri olan bir kadının anne olamayacağı anlamına gelmez. Ama hamilelik dönemini hem annenin hem de bebeğin sağlıklı ve sorunsuz biçimde geçirebilmesi için gebelik takibi, bu konuda uzmanlaşmış riskli gebelik doktorları tarafından yapılmalıdır. Hamilelik öncesinde bu hastalıklardan biri bulunan her kadın gebe kalmadan önce mutlaka riskli gebelik uzmanına başvurmalıdır. Anne yaşı gebelikte bir risk faktörü müdür? Evet, annenin 18 yaşından küçük olması ya da 35 yaşından büyük olması gebelikte riski artırır. Detaylı Bilgi için Doktorunuza Sorun...  Cuma, 16 Mayıs 2014 08:33

Gebelikte Egzersiz

Günümüzde spor yapan kadın sayısında önemli ölçüde bir artış olduğu gözlenmektedir. Gebelik döneminde de egzersiz programlarına devam edilmesi hem kardivasküler adaptasyonu kolaylaştırır hem de gebelik boyunca bir kadının en çok gereksinimi olacağı kas tonusunun korunmasını sağlar.

Ayrıca gebeliğinde aktif spor yapan ve kas kontrolü konusunda tecrübeli bayanlar daha kolay normal doğum yapabilmekte ve aynı zaman da gebelik sonrasında daha kolay form tutabilmektedirler. Öte yandan birçok kadın gebelik sırasında egzersiz konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı için spor yapmaktan korkmaktadır.

Gebelikte dinlenme sırasında enerji tüketimi gebelik yaşının ilerlemesiyle birlikte artış gösterir, ancak kilo başına düşen kalori tüketimi göz önüne alındığında önemli bir değişiklik olmadığı gösterilmiştir. Fiziksel aktivite sırasında ise enerji tüketimi gebelerde normal kadınlara göre daha fazla olmaktadır. Yani fiziksel aktivite sırasında gebelerde enerji kapasitesi daha çok zorlanmaktadır.

Gebelik sırasında dolaşım ve solunum sisteminde de bazı değişiklikler olmaktadır. Kan hacmi, kalpten bir atım sırasında atılan kan miktarı ve nabızda artış olmaktadır.

Egzersiz sırasında bebek kalp atımlarında, yani nabzında bir artış olmakla birlikte bazı bebeklerde nabızda geçici düşmeler görülebilmektedir. Ancak bu değişikliklerin bebek üzerinde olumsuz bir etkisi gösterilmemiştir. Genel olarak yapılan çalışmalarda egzersizin bebek üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Egzersizin bebeğin doğum kilosu üzerindeki etkisi tam olarak bilinmemektedir.

Gebelik sırasında egzersiz İçin öneriler:

  1. Hafif ve orta yoğunlukta egzersiz haftada en az üç defa yapılmalıdır. Ancak burada egzersizde yoğunluğun kriterleri net olarak belirlenememiştir. Ayrıca yoğunluğun tanımı gebelik öncesinde yapılan egzersiz yoğunluğuna bağlı olarak değişiklik gösterir. örneğin gebelik öncesinde yoğun egzersiz yapan kadınlar için hafif denebilecek bir egzersiz programı diğer bir kadın için oldukça yoğun gelebilir. Bu konuda egzersiz yoğunluğunun nabıza göre ayarlanması önerilmektedir. Egzersiz sırasında aşılmaması istenen maksimum nabız sayısı ise şu formülle hesaplanmaktadır:

Maksimum kalp hızı: (220-yaş) X 0.60 ile (220-yaş) X 0.80 arası
örneğin 20 yaşındaki bir gebenin nabzının egzersiz sırasında 120-160 arasında kalması gerekmektedir.

  1. İlk 3 aydan sonra hastanın uzun süreli sırtüstü yatmasını gerektiren egzersizlerden kaçınılmalıdır. Çünkü sırtüstü yatma pozisyonunda bebeğe giden kan akımında azalma olmakta ve bebeğin kalp atımlarında bazen önemli düzeyde azalmalar görülebilmektedir.
  2. Egzersiz yoğunluğu olumsuz belirtilerin görülmesi halinde azaltılmalıdır. Gebelik yaşının ilerlemesiyle birlikte egzersiz yoğunluğu da azaltılmalıdır.
  3. Gebeliğin son üç ayında gebelerin vücut dengelerini sağlamada zorlanmalar olabileceği için step aerobik gibi denge sağlamayı zorlaştıran egzersizlerden kaçınılmalıdır.
  4. Karın bölgesine darbe gelmesine neden olabilecek egzersiz programlarından kaçınılmalıdır.
  5. Egzersiz sırasında yeterince kalori ve sıvı alımına dikkat edilmelidir. Bu nedenle günlük kalori ve eksersiz sırasındaki ek kalori tüketimi iyi hesaplanmalı, pozitif enerji dengesinin sağlanmasına dikkat edilmelidir.
  6. Egzersiz yapılan ortamın iyi havalanmasına ve giyeceklerin rahat olmasına dikkat edilmelidir. Egzersiz sırasında hastanın vücut ısısında artma olmaktadır. Vücut ısısındaki artmanın bebekte bazı anomalilerde artışa yol açtığı bilinmekle birlikte, egzersiz sırasında oluşan ısı artışının olumsuz bir etkisi gösterilememiştir. Ancak hastanın terini kolay atabileceği rahat giysilerin giyilmesi, sıcak ortamlarda egzersiz yapılmaması ve yeterli sıvı alınması önerilmektedir. Vücut ısısında artma ve terlememeye yol açmaması nedeniyle yüzme en ideal sporlardan birisi olarak kabul edilmektedir. Deniz seviyesinden 1500m ‘den daha yüksek yerlerde egzersiz önerilmemektedir.
  7. Önerilen eksersizler: Aerobik, yürüyüş, koşma, yüzme. Ağırlık kaldırma eksersizleri konusunda net bir bilgi olmamasına karşın, tansiyonda yükselmelere neden olabileceği belirtilmektedir.

Doğum Sonrası Egzersiz

Doğum sonrasında egzersize başlama zamanı hastaların yakınmalarına göre değişiklik göstermekle birlikte, genel olarak doğum sonrası 6. haftada başlanabileceği belirtilmektedir. Bu konuda ağrı en önemli kıstaslardan birisi olup, ağrı olmayan durumlarda egzersiz yoğunluğu artırılabilir.

Genel olarak egzersiz anne sütünün besin içeriğinde ve miktarında bir değişikliğe yol açmamaktadır. Bebeğe süt vermeden hemen önce yoğun eksersiz yapılması sütteki laktik asit miktarında bir artışa yol açabilmekte ve bu bazen bebeğin emmeyi reddetmesin yol açabilmektedir.

Gebelik Sırasında Egzersizin Yasak Olduğu Durumlar

  1. Gebelik hipertansiyonu
  2. Su kesesinin erken açılması
  3. Daha önceki gebelikte veya şu andaki gebelikte erken doğum eylemi
  4. Rahim ağzında yetmezlik
  5. Gebeliğin üçüncü ayından sonra uzun süre devam eden kanamalar
  6. Bebekte gelişme geriliği
yorumcu

Yorum ekle


__