Yumurtalık veya Over Kanserleri
Yumurtalık veya "Over kanserleri (Over Ca)" kadın üreme organlarından gelişen kanserler arasında ikinci sıklıkta görülenidir. Sıklıkla 50-70 yaş kadınlarda görülse de her yaş grubu kadında ortaya çıkabilir.
Kanserler geliştikleri hücrelerin tipine göre adlandırılır, bu hücrelerin özelliklerine göre değişik davranış özellikleri gösterir ve tedavisi farklı olabilir. Bu açıdan bakıldığında yumurtalıklarda çok değişik özelliklere sahip hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerden gelişen yaklaşık on çeşit yumurtalık kanseri tipi vardır.
Yumurtalık kanseri görülme riski bazı koşullarda artmıştır, 40 yaş üzerinde olmak, çocuk doğurmamış olmak, yağdan zengin diyetle beslenmek, talk pudrası kullanmak ve ailede yumurtalık kanser öyküsüne sahip olmaktır.
Bununla birlikte doğum kontrol hapı kullanma , çocuk doğurma ve emzirme , rahmin alınması , tüplerin bağlanması yumurtalık kanser görülme riskini azaltır.
Yumurtalık , meme , rahim ve bağırsak (kolon) kanseri geçirmiş birinci derece akrabası bulunan kişiler yumurtalık kanseri geliştirme bakımından artmış risk altındadırlar. Bu kişilerde yaşam boyu risk , birinci derece akrabalarından bir kişide yumurtalık kanseri varsa % 5 , iki kişide varsa % 7’dir. Bu kişilerde ailesel yumurtalık kanseri açısından BRCA-1 ve BRCA-2 gen mutasyonları taranmalıdır.
Genel olarak yumurtalık kanserleri yüzeyel olarak yayılır. Karın içersinde bulunan yumurtalıklardan gelişen kanser dokusundan dökülen kanser hücreleri karın içersindeki diğer organların yüzeylerine tutunarak karın içersinde yayılır (Peritoneal yayılım).
Kanser hücreleri; tüplere, karşı yumurtalığa, barsak ve periton yüzeyine, omentum dokusuna, karaciğere, dalak yüzeyine ve diafragma altına kadar yayılabilir. Yumurtalık kanserinin kan yolu ile yayılması oldukça ileri evrelerde olmaktadır.
Over Kanserlerinde Tanı
Yumurtalık kanserlerinin kötü bir özelliği de belirli bir ölçüde ilerleyip yayılmadan önce yakınmaya neden olmamasıdır. İlk yakınma genellikle alt karın bölgesinde şişkinlik hissi ve hazımsızlıktır.
İlerleyen aşamalarda büyüyen tümör dokusu karında şişkinlik yapmaya başlar. Karın kilo alıyormuş veya gebe kalınmış izlenimi verecek şekilde öne doğru bombeleşir.
İleri evre yumurtalık kanserlerinde karın içi sıvı birikimi (asit) de olmaktadır. Bu sıvı, şikayetleri daha da belirginleştirir. Çoğu kanserde olduğu gibi en son aşamaya kadar herhangi bir ağrı yakınması olmaması doğaldır.
Bazı yumurtalık kanserleri hormonal yönden aktiftir ve hormon salgılar. Bu salgılanan hormonların etkilerine bağlı olarak tüylenme, memelerde dolgunluk ve adet kanaması şikayetleri (menopoz sonrası yıllarda) olabilir.
Erken evre yumurtalık kanserinin tanınması güçtür. Bunun nedeni kadında yakınma yapmamasıdır.
Yumurtalık kanserinden şüphelenildiğinde ultrason muayenesi ile yumurtalıklar izlenir. Yumurtalıklardaki irileşme, yumurtalık içersindeki kistik veya solid kitlelerin varlığı değerlendirilir. Ultrason tanıda kullanılan en önemli yöntemdir.
Kanda bakılan ve "tumor marker’ları (belirteçleri)" adı verilen CA 125, CA 19.9, CEA, CA 13.3, AFP (Alfafetoprotein), HCG gibi isimler alan değişik kanser tarama testleri; ultrasonda izlenen şüpheli kitlelerin değerlendirilmesinde ve aynı zamanda yumurtalık kanserlerinin tedavisinin izleminde kullanılan modern tıbbın önemli parametreleridir.
Eğer karın içinde sebebi belirli olmayan bir şekilde sıvı toplanması (asit) varsa, sıvı ince bir iğne ile aspire edilerek patolojik değerlendirmeye alınır.
Gerekli görüldüğünde Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi yöntemlerle yumurtalıklar izlenir.
Over Kanserlerinde Tedavi
Yumurtalık kanseri cerrahi olarak tedavi edilir. Ameliyatın yaygınlığı kanserin tipine ve yayılma dercesine bağlıdır.
Eğer kanser tek bir yumurtalıkta yerleşmiş ve başka bir dokuya yayılmamışsa belirli durunmlarda tek bir yumurtalık çıkartılarak operasyon tamamlanabilir. Bunun ötesindeki durumlarda her iki yumurtalık, tüpler ve rahim alınır. Karın içersinde kanserin yayılmış olduğu her doku çıkartılır. Alt karın bölgesindeki ve ana topar ve atar damar etrafındaki lenf bezleri mümkün olduğunca temizlenir. Gerekirse dalak, karaciğerin ve/veya bağırsakların bir kısmı çıkartılır. Buradaki amaç ameliyat sonrasında en az miktarda tümör dokusunun bırakılmasıdır. Bu sebeple cerrahın konusunda deneyimli olması hastalarda sağ kalım oranlarını etkileyen en önemli faktörlerden birisidir.
Ameliyat sonrasında kemoterapi (ilaç tedavisi) veya radyoterapi (ışın tedavisi) kullanılır. Burada amaç, cerrahi ile çıkartılamamış mikroskopik düzeydeki tümör hücrelerini yok etmektir.
Yorumlar
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için.